HAFTANIN FİLMİ : HAKARET (THE INSULT)
Yıllar önce Filistin lideri Yaser Arafat’ın tarafsız bölgedeki arabuluculuk görüşmelerinde kalacağı yerin kira sözleşmesini belirsiz süreli yapması, Ortadoğu’daki Filistin sorununun daha çok uzun yıllar süreceğinin adeta en büyük kanıtıydı. En iyi yabancı film dalında oskara aday olan Lübnan yapımı film varı yok, yoku var göstermenin yok olmak olduğunu bize bir kez daha hatırlatandı. Lübnan’da yaşayan Hristiyan parti sempatizanı Adel Karam’ın evine su borularını tamire gelen Filistinli bir mülteci ile tartışması sonrası gelişen olayları konu alan “Hakaret (The Insult)” adlı film insanların din, mezhep ve ırk bazında değil daha çok iyi ve kotu olarak ayrılmasını savunmaktaydı. Mahkeme salonlarına kadar uzanan süreçte Karam’da, Basha ‘da kendilerini mükemmel bilip, dış dünyayı hatalı bulan agnostik yapıya sahip kişilerdi. Aslında geçmiş deneyim, ego ve gururları ne kadar farklı da olsa dar alandaki o topraklarda hepsinin barış içinde birlikte yaşaması gerekti. Birilerinin çıkıp onlara yüksek bir sesle bölünerek yok olacaklarına bölüşerek tek olmaları gerektiğini hatırlatması lazımdı. Her ikisi kadar mahkemede onları savunan aynı zamanda baba ve kız olan avukatları da gelişen olaylar sonrasında sebep sonuç ilişkisi kurmak yerine etkiye tepki veren bir yolla sorunları çözmekten yanaydı. Hepsi aynı yaratana inanıp, aynı peygamberin soyundan da gelseler, biri zulüm eden diğeri zulüm edilen olunca, aralarında ne biri diğerinden daha iyi ne de diğeri ötekinden fazlasıyla haklı olandı. NOT :7
geri
Kategoriye ait diğer yazılar
