HAFTANIN FİLMİ : MARY SHELLEY

HAFTANIN FİLMİ : MARY SHELLEY


Gotik şiddet romanı “Frankeştayn”ın yazarı Mary Shelley’nin hayatından kesitler sunan film romantik olduğu kadar dekor ve kostümler acısından da oldukça başarılı sayılırdı. Cinsiyet ayrımının dorukta olduğu yıllar küçük yaşta ilginç bir aile ve eşe sahip olan Mary’nin boş zamanlarda kaleme aldığı kitap basıma çıktığı ilk anda maalesef üzerinde adı daha henüz yazılmamıştı. İlginç olan İngiltere tarihinde çok önemli bir kadın figür olan Mary’nin bilinirliğini gündeme ilk kendi ülkesinde kadınlara ehliyet hakkı yeni tanınan Suudi Arabistan’lı başka bir kadın yönetmenin taşımasıydı. Çok genç yaşlarda tanıştığı şair Percy ile büyük bir aşk yaşayan Mary yaşadıgı aşk uğruna evi terk etmek zorunda kalmış, evliliklerin ilk yıllarında en çok zorlandığı konu da eşinin izin ve icazet arasındaki farkı sürekli göz ardı eden yanı olmuştu. İzin önce sorup sonra yapmakken, icazet önce yapıp sonra onaya sunmaktı. Genç şair o kadar savruk bir yaşam sürmekteydi ki hani az miktar borç olunca sorun alanın, çoğaldığında ise artık verenindir anlayışı sanki tam da onun için söylenmişti. Hem eski eşini hem de yeni bebeğini kaybetmeyi utanmadan göze alan Percy’e karşı Mary olabildigince hoşgörülü ve kimse mükemmel değil diyecek kadar da affedici özellikte bir şahıstı. Olağanüstü dizelerle şiir yazmak her seyi bilirim demek değildi, mükemmelim demek gelişmeyi de durdurmak demekti. Zenginliği artıkça hür olacağını sanan Percy’nin asıl kendisinin derinleşmeye ihtiyacı vardı. Kim bilir onunla kıyaslanmayacak derece imkan sahibi Bodhidharma’nın kral olan babasına “Ölmeyi de engelleyebilecek misin ?” sorusunu çok daha once duymuş olsa, sanki oda egolarından cok daha kolay kurtulmus olacaktı . NOT :7.5



geri
Bu gönderiyi paylaş:

Kategoriye ait diğer yazılar