DİRİLİŞ (THE REVENANT)
Inarritu geçen yıl ödül aldığı “Birdman” sonrası hangi arada derede üstüne birde “Diriliş (The Revenant)” adlı böylesine üst düzey bir film çekti, akıl sır erdirmek gerçekten mümkün değil.. Başroldeki performansıyla izleyen kadar otoritelerinde beğenisini kazanan janti aktör Leonardo Di Caprio filmde canlandırdığı rol ile hep ucundan kaçırdığı oskarı sanki bu defa sonunda alacak gibi…Kamera ve ışık kullanımının doğanın tüm güzelliğini yansıttığı, sinematografi açısından oldukça iyi olan film, 1800‘lerin Amerika’sında kürk ticareti yapan bir grup arasında çıkan tartışma sonrası yaşananları konu edinmekte..National Geographic belgeseline yakın düzeyde çekimler içeren filmde kahramanımız Leo’nun başına gelenler hani derler yaöldürmeyen Allah öldürmez veya öldürmeyen kuvvetlendirir diye, işte sanki adeta öylesine olmazların olduğu bir dinamikte..
Özellikle ayı ve at sahnesi uzun yıllar hafızalarımızda kalacak filmde, her ne kadar Leo pek öyle konuşan bir oyun sergilemese de beden dili ve ruh hali ile de yaşadığı olağanüstü şartları iliklerimize kadar bizlere geçirmekte.. Nasıl yağmur yağınca, kimi yağmuru hissedip, kimi ise sadece ıslanmakta, işte Leo’da aynı o hissedenler kadar rolüne kendini bir hayli kaptırmış durumda.. O kadar ki özel yaşamında vejateryen olan DiCaprio Peter Luger’in o nefis etlerine dahi sırt çevirirken, burada rol gereği at etini üstelik çiğ halde vahşice yiyebilmekteydi.. Normal şartlarda insanın pes etmesi gereken bu doğa üstü mücadelede, Leo’yu hep ayakta tutan kaybettiği çocuğunun intikamını bir an evvel alma duygusuydu. Öyle böyle bir direniş değildi Leo’da ki, aynısı ısrarlı bir ceylanın aslanı alt etmesinde, azimli kaplumbağanın da tavşanı geçebilmesinde hep vardı. Her biri o denli farklı ve üstelik bir o kadar da paradigma yıkandı. NOT :8
geri
