HAFTANIN FİLMİ : KARAYİP KORSANLARI: SALAZAR'IN İNTİKAMI (PIRATES OF THE CARIBBEAN 5)
Disneyin son yıllardaki en büyük başarısı Karayip Korsanları'na yapmış oldugu yatırımdır. On beş yıl önceki muhteşem film sonrası serinin bu kadar uzun süreceği sanırım bir çok kimsenin beklentisi dahi degildi. Çok özel bir karaktere sahip hikayenin aksiyon ve mizah dengesinde iyi bir ayara sahip olması, izleyenin filme bağlanmasındaki en önemli etkendi. Gözlerindeki sürmeden, yengeç yürüyüşüne kadar her hali ile farklı olan kaptan Sparrow'a kötü adam rolünde bu kez en az onun kadar başarılı Javier Bardem eşlik etmekteydi..Serinin beşinci ayağı öncekilere göre mitolojik ögelere daha da sıkı sarılsa, yine de yıllar sonra ilk bölümü kadar maalesef hatırlanmayacaktı. Sparrow'un izleyenle bağ kurmasını sağlayan en önemli yanı yaptıgı tüm kötülüklerin arkasında başka bir üst değere ulaşma çabasıydı. Kurnaz bir kişiliğe sahip kaptan geleceğe yönelik tedbir almazken, anı yaşamaktan da bir hayli keyif almaktaydı. Kanan değildi belki ama sürekli de kandırandı, neyse ki ikisi arasında kanmak her zaman çok daha kotu olandi. Benim en cok dikkatimi çeken Sparrow'un babası ile yaşadığı sevgiden daha cok saygıya dayalı ilişki yumağıydı. Saygı korku ve almaya dayalı, mutlaka öğretilenken, sevgi ise daha cok verme odaklı, içten gelen bir kimyaydı. Nitekim hayvanlar aleminde saygı nedir pek bilinmez, korkan rol yapmadan, bir an evvel kaçardı. Sparrow ise hiç öyle değildi, çıkarını daima ön planda tutup, korumak icin gerekirse saygıyla itaat bile yapardı . NOT :7
geri
