HAFTANIN FİLMİ KURTULUŞ GÜNÜ (D-DAY ASSASSINS)
Kötu film elbette görmüştüm ama böylesi kötüsüne de son zamanlarda hiç denk gelmemiştim. Her geçen gün daha da gelişen dijital dünyada altmışların Kara Murat’ı düzeyinde cekilen filmde acaba sonrasında bir şey olacak mı diye sonuna kadar ısrarla beklemek istedim. Veteran bir askerin askerlik çagındaki Chris’e kendi deneyimlerini aktardığı filmde oyuncular gibi müzik ve çekimlerde oldukça vasat bir düzeyde idi. Fiyakalı afişi ile salona izleyiciyi çekmeyi başaran film bana göre ABD sinema tarihinin adeta yuzkarası idi. Hikaye gelişimi hiç olmayan filmde neyse ki izleyen için ikilinin yapmış oldugu sohbetlerde saklı bazı degerli aktarımlar vardı. İrade göstermek ile yalan söylememek gibi erdemli davranısların yanında sabır ve gözlemin önemine de yapılan vurgular seyreden gençler icin oldukça önem taşımaktaydı. Yanlış bir şey yapmaktansa hiçbir şeyyapmamanın daha doğru olduğunu ögrenen Chris askerlik günlerinde bu yaklaşımdan epeyce bir faydalanmıştı. İkinci Dünya Savaşı yıllarının meşhur Normandiya çıkarması sırasında Nazilerle olan savaşta gizli kalması gerekenlerin olmadıgını ispatla uğraşmak Arthur için son derece gereksiz bir çabaydı. Olmayan bir şeyin ispatı olmaz, tam tersi olanı iddia edenin kanıt sunması lazımdı. Veteran Arthur’un en begendigim yanı basından geçenleri anlattığı her an her şeyi iki cümle ile ifade etme tercihiydi. Nedir, ne değildir şeklinde ikisini bir arada söylemek anlatımdilini oldukça güçlendirmekteydi. Savaşı yaşamak gerçekten oldukça zorlu bir süreçti, savaştaki oyunun kurallarını bilmeyen başarılı olamamakta, oyuncu kimliği ile en uygun anda oyunun kurallarına göre oynamak şarttı. Farkında olsun olmasın herkes için hayatta en değerli şey tabiki kendi bedeniydi, o yüzden bedene hem iyi bakmak hem de şartlar ne olursa olsun hiçbir şeye asla ciğnetmemek lazımdı. NOT :4.5
geri
