HAFTANIN FİLMİ : SAVAŞ VADİSİ (HACKSAW RIDGE)
Aşk, sadakat ve cesaretin nakış gibi işlendiği Mel Gibson imzalı “Savaş Vadisi (Hacksaw Ridge)” adlı savaş filmi, türe ait son yıllarda izlediğim en iyi örneklerden biriydi. Hak ve merhamet gibi önemli değerlere özellikle vurgu yapan filmde başrollerdeki Andrew Garfield ve Vince Vaughn’nin göstermiş olduğu performans o kadar iyiydi ki ikisi birlikte oskarı alsa, benim için halen sürpriz değildi. Hikaye, öldürmeye inanmayan Desmond’ın silah taşımayı reddedip, ülkesi adına savaşa sıhhiye olarak katılmasını konu alırken, Desmond’ın herkesin otorite olduğu yerde esnek, herkesin dağınık olduğu yerde de otorite olan hali onu diğerlerinden oldukça ayırandı. Desmond’ın silah kullanmayı reddetmesi, silah arkadaşlarını olduğu kadar onu ikna için çalışan komuta zincirini de bir hayli rahatsız etmişti. Mesele olmak ya da olmamaktı, başkaları ne derse desin onun için yapmamak, kendi amacına sabırla ulaşmaya çalışmaktı. Elma ağacıyken, erik ver diyene hayır diyebilmek, elma vermeye ısrarla devam etmekti. Desmond’ın en beğendiğim yanı sevdi mi tam sevmesi, sahtelikten uzak durup, karşısındaki komuta zinciri de olsa, haklı olduğu yerde hakkını sonuna kadar bizzat aramasıydı. Sevgi içten gelen bir şeydi, itaat gibi dayatılan hiç değildi. Seven zaten yapardı, çünkü doğasında alma değil daha çok verme vardı. NOT :8
geri
