Pi'nin Yaşamı - Life of Pi
Socrates ile başlayıp, Hegel’le zirve yapmış insanın diyalektik kavramını anlama serüveni : kısaca her şeyin zıttı ile uyum içinde çatışma, çatışma içinde uyum yaşadığı nakış gibi işlenmiş tez, anti tez ve sentez süreçleri.. Düalitenin varlığını, gece-gündüz, iyi-kötü, doğum-ölüm, paranın iki yüzü gibi onlarca örnekle sergilediği evrensel dinamikte, her geçen gün daha da hissedilen teklik olgusunun, sadece yaratana mahsus olduğunu anlama halleri.. İşte bu konulardan tutun, görsel muhteşem 3-D çekimlere, güzel bir maceraya, iyi oyunculuğa sahip bir film izlemek istiyorsanız ailenizin içinde kim varsa yediden yetmişe her yaştaki üyesine hitap edecek kadar özgün ve kaliteli bir yapıt olmuş “Pi’nin Yaşamı (Life of Pi)” adlı muhteşem film.. Açıkçası bayağı bir erteledim filme gitmeyi, şanslıyım ki insanlar gittikçe birbirlerine överek anlattılar ve salonlarda haftaları devirerek kalabildi film.. Ertelememdeki en temel sebep afişindeki zayıf görsel ve 3-D oluşu sebepli biraz Disney imajı uyandırması idi bende.. Disney için ön yargım yok, çok da harika yapıtlarını beğenmişliğim vardır ama o anda gösterimdeki diğer iyi ve ilgi alanım filmler hep önüne geçtiler bu estetik çekimlerin..Hegel’e sormak isterdim, acaba öyküde tezi temsilen kaplan nefis, bedensel ihtiyaçlar, iç güdü ile simge olurken karşısında genç kahramanımız Pi akıl, ihtiyat ve disiplin kavramları ile mi senteze yardımcı oluyordu ? Seyrettikten sonra bir arkadaşım filmin isminin altındaki gizeme dikkat çekip bana sence neden “The Life” değil de “Life of Pi” ismi konulmuş diye sorup devamında sohbetleyince yönetmenin hayattaki olasılıkların sonsuz olduğuna gönderme yaparak, hayatta her an her şeyin değişebileceğini vurgulamak istemiş olabileceğine karar verdik sohbet sonunda... Keşfediyordu insanoğlu bu yasaları sayısı her geçen gün artarak, artık Fizikte eskisi gibi Newton fiziği değildi, kuantumla atomun altında da bambaşka gerçekler olduğunu çok yeni öğrendik. Zaten bu bilinmeyenleri daha iyi yönetenler ayakta kalıyordu, seleksiyon en güçlüden yana değildi, dinozorlar ölüyordu.. Not :8.5
Artık FB’den sonra neden diğer büyük olduğunu her geçen gün kanıtlıyor GS : Önce tebdili mekanda ferahlık vardır dedi ve ezeli rakibinden on yıllar sonra kendisine yakışır bir stada kavuştu, türbin showlarda daha görsel olurken statta solo küfür azalmaya başladı..Devamında büyük transfer hamleleri peşi sıra geldi...Önce Schneider şimdi Drogba haberleri gerçekten büyük hamleler, kura şansı böyle devam ederse ve Terim bunlardan Hagivari bir performans yine çıkarırsa, Şampiyonlar Liginde Final bu yıl pek uzak değil Sarı Kırmızılılara..
geri
