Zincirsiz / Django-Unchained

Bir film düşünün, izleyeni güldürebiliyor, bir yandan hüzün verip diğer bir yandan mutlu edebiliyor ve aynı zamanda dehşet saçıp, bunların hepsi yetmezmiş gibi korkutabiliyor da.. Düzen yok anlayacağınız, tam bir kaos ortamında tüm parçalar bu denli başarılı şekilde bir araya getirilip bizlere sunulabiliyor, işte bu kıvama gelmiş benim gözümde üç-beş yönetmenden bir tanesi Quentin Tarantino.. Onu ilk ”Reservoir Dogs” adlı filmi ile keşfetmiş devamında Amsterdam’da mayonezli patates ve yasal kokaini anlatan efsane diyalogu içeren efsane filmi “Pulp Fiction”la iyice büyüsüne kapılmıştım... Sonrasında yaptıklarının hiç birisinde bence onları aşamadı bu defa çektiği “Zincirsiz (Django-Unchained)” “Pulp Fiction” sonrası en iyi filmi olmuş bence.. Daha önceki bir yazımda Woody Allen’a sitem etmiştim artık başka bir türe geçsin diye, mesela neden bir Western denemez diye sorgulamıştım, Tarantino abartmış Westerni kölelik yıllarında gerçekleştirmiş.. Adam yönetmesi dışında “cem” yönü ile öyle güçlü ki bir şekilde etrafında bu kadar iyi oyuncuyu toplayabiliyor, aynı anda Leonardo DiCaprio, Jamie Foxx, Christoph Waltz, Samuel Jackson gibi yüksek kalibre oyuncuların her biri bu dahi ile beraber olabiliyor, devamında da doğaldır muhteşem bir eser ortaya çıkıyor.. İnanın hangi birisinin rolünü ne denli iyi oynadığını anlatsam diğerine haksızlık olur.. Waltz zaten hak ettiği ödülü Akademiden aldı, Leo üzülmesin bu dinozor Akademinin onunla sanırım ciddi bir problemi var, bence bu konuda George Clooney’e bir danışması lazım; Samuel Jackson’a gelince, burada da mayonez diyalogundaki  kadar olaganüstü.. Tarantino, Kölelik döneminde Roma’daki gladyatörlere benzer tarz Mandingo dövüşçülerine vurgu yapmakla kalmayıp aynı zamanda Klu Klax Klanların bırakın aklı ne denli zekadan dahi yoksun olduklarını da bere sahnesindeki diyaloglar ile gözler önüne seriyordu, maalesef bunların halen bazıları günümüzde artık bere takmasalar da konfedere bayrağını gururla asarlar evlerinin ve arabalarının camlarına. Batıda Socrates Doğuda Farabi dahi insanların organizasyonlar içerisinde başka tiplerde ortaya çıktığını kiminin tüccar gibi yöneten, kiminin çalışan kiminin asker gibi düzen koruyan, hatta kiminin asil olarak rol alıp bunlar arasındaki çıkar mekanizmasının nasıl işlediğini geniş anlamda açıklarken köle sahibi rolde Leonardo Di Caprio’nun bir sahnede neden çoğunluk siyahların azınlık beyazlara karşı gelememelerini kafatasındaki beyinsel dinamiğe göre açıklaması biraz daha okuyup öğrenmesi gerektiğine işaretti, zaten dediğinin tam aksine o yıllar sonrası Spike Lee gibi yönetmenler, Obama gibi başkanlar, Martin Luther gibi sivil toplum liderleri ortaya çıkarak tezinin aksinin de olabileceğini gösterdiler.. Hıristiyanlık köleliği yasakladıktan sonra toprak sahiplerine mevzuatta toprak alması yasak olan eski kölelerden belli sayıda işçi almaları istenmiş, devamında bunların aralarından bazıları zamanla toprak alamasa da özgürce ticaret yapıp  burjuvaya geçerken, aralarından bazıları sıkı çarpışıp şövalyeliğe geçiş yapmışlar.. Yani baktığımızda geçmişi çoğu köle olan bir toplumla karşı karşıyayız, üstelik kölelik sadece ABD iç savaşında yoktu, felsefesine hayran kaldıgımız Yunan, hukuk yapısı ile halen bizi şaşırtan Roma’da da vardı, yakın tarihte Almanya’da da gördük bunu hatta bana sorarsanız yumuşatılmış hali ile maalesef halen aramızda.. Not :8

 

UEFA haksızdır demiyorum seyircisiz maç sonrası yaşananlardan ötürü yeniden FB’ye seyircisiz maç oynama cezası verdiği için, bunu da ancak biz Türkler başarabilirdik herhalde ve başardık, içeri girmeden içeriye paraşütlü havai fişek yolladık.. UEFA bu sıfır toleransını diğer ülke takımlarına hatta bizim ülkemiz takımlarına maalesef göstermeyip konu FB olunca davasında pek titiz davranmakta.. En başından beri söylemekteyim, aslında içeride olanların arkasında olan dış dinamiğin kendi yetki alanındaki icrasıdır olanlar, sürecin baştan beri amacı FB başkanlık koltugundaki devir teslimin gerçekleşmesi üzerinedir... İyi bir hukukçu da savunsa orada ilerleyen hukuk politik olunca kararın değişeceğine dair hiç beklentim yoktur, asıl bundan sonrasına dikkat etmesi lazımdır Başkan Yıldırım’ın, tahminim süreçte daha büyük iç ve dış oyunlarla daha büyük cezalara gebe olduğudur bu büyük kulübün..



geri
Bu gönderiyi paylaş:

Kategoriye ait diğer yazılar