Byzantion!
Amerikan Bleacher Report’un yayınladığı Dünya’nın en iyi teknik direktörleri listesi bundan birkaç gün önce tüm dünya’da yayınlandı. Sonuçlar şöyle:
- Arsene Wenger (Arsenal)
- Manuel Pellegrini (Manchester City)
- Antonio Conte (Juventus)
- Vanderlei Luxemburgo (Flamengo)
- Marcelo Bielsa (Athletic Bilbao)
- Jurgen Klopp (Borussia Dortmund)
- Hiddink
- Carlos Bianchi (Boca Juniors)
- Louis Van Gaal (Hollanda Milli Takımı)
- Giovanni Trapattoni (İrlanda Milli Takımı)
- Carlo Ancelotti (Real Madrid)
- David Moyes (Manchester United)
- Marcello Lippi (Guangzhou Evergrande / Çin)
- Pep Guardiola (Bayern Münih)
- Ottmar Hitzfeld (İsviçre Milli Takımı)
- Jose Mourinho (Chelsea)
- Vicente Del Bosque (İspanya Milli Takımı)
- Fatih Terim
- Gerardo Martino (Barcelona)
- Rafael Benitez (Napoli)
- Luiz Felipe Scolari (Palmeiras)
- Fabio Capello (Rusya Milli Takımı)
- Diego Simeone (Atletico Madrid)
- Andre Villas-Boas (Tottenham)
- Mircea Lucescu (Shakhtar Donetsk)
Bu listeye baktığınızda geçen hafta yaşananları anlamak için doktora yapmış olmak ya da roket mühendisi olmak gerektiğini düşünüyorum zira aksi halde işin içinden çıkamıyorum.
Türkiye, benim aklım erdiğinden beri, hep Dünya markaları oluşturmak ile övünen ama açıklanan sıralamalara bir türlü marka sokamayan bir ülkedir. Zaten zihniyeti buna müsaade etmez. Bir kişi ya da kurum ne zaman öne çıkmaya ve Dünya’da tanınmaya başlasa, onu paçasından çekmek için insanlar birbirlerini ezerler. Bizans entrikalarını ilkokul piyesi seviyesine indirecek otuz iki kısım tekmili birden sahneye konur.
Yalan sözler ve yüzler, bahanelerin arkasına sığınarak çeşitli kararlar alır ve milyonların da buna saygı göstermesini bekler. Geçen haftaki yalanımız “kurumsallaşma” idi. Bizim de, hayatında hiç kurumsallık görmemiş insanlar olarak, kurumsal dostlarımıza bazı sorularımız olacak:
- 2011’de kongrede aday olurken hoca adayınıza denize düştük bari sarılalım diye mi sarıldınız?
- Sarılmanızın sebebi günü kurtarmaktıysa, dünyanın ilk günü kurtaran kurumsalı olup tarihe geçmek miydi amacınız?
- Hocanızın kolay bir kişilik olmadığını cümle âlem bilirken siz ne bekliyordunuz? Biat kültürü olmayan adamı işe alıp biat beklemek midir kurumsal planlama?
- 40 yıldır bu kulüpte yer alan, Divan Kurulu üyesi olarak sizden daha eski bir Galatasaraylı’yı hoca olarak işe almanın daha önceki örneklerinde de olduğu gibi “eşbaşkanlık” ile aynı anlamda olduğunu bilmiyor muydunuz?
- Takımı 6 gün hocasız bırakmak mıdır kurumsallık?
- Bir karar alıp sonra tesislere Çevik kuvvet çağırmak mıdır Galatasaray ananeleri?
- TFF ile sözleşme polemiğine girmek midir kurumsallık? Senin kapında yattılar hocanı ver diye, o zaman ses çıkarmadın, çıkarmamak işine geldi, şimdi TFF ne zaman isterse hocayı alır, vermek zorundayız diyorsun. Buna kaç kişi inandı?
- Kurumsal yapıda patron bu kadar görünür mü? Örnek aldığınız İngiliz kulüplerinin kaç tanesinin başkanını gördük bugüne kadar? Kaçımız ManUtd ya da Arsenal’in başkanının ismini biliyoruz?
- Attan inip eşeğe inmek midir senin kurumsal kültürün? Bir “eleman” ı değiştiriyorsan onun yerine daha iyi getirmendir rasyonel olan, aksi halde, olanı tutman gerekir. Getirdiğin adam yukarıdaki listede nerededir siz görüyorsanız bize de gösterin.
- Bu gelen de İtalya Millli Takımı diye tutturursa ne yapacaksınız? Florya’ya adam mı göndereceksiniz? Ya da Milano’daki evine noter mi?
- İki senede kupa ve başarıları görünce “Aaa ne kadar kolaymış, ben geldim oldu” dediniz ama bunu yapan baş aktörleri sıra ile 3 ay içinde gönderdiniz. Bundan sonra da inşallah “siz yapın olsun”
- Unutmayın ki, “ Yanaşmaların ömrü yanaştıklarının ki kadardır”.
Bu sorular hiç bitmez, ne sabrımız yeter ne de ömrümüz… Kafalar değişmedikçe biz bu konuları her iki-üç senede bir konuşmaya devam edeceğiz maalesef.
Başarıyı paylaşmak aslında çok önemli bir erdemdir, ama insanın buna niyeti olması gerekir. Futbolu araç olarak kullanan insanları bir an önce bu “güzel oyun”dan uzak tutmamız gerekir ki, başarının tadını çıkaralım.
Sevdalar araç değil amaçtır ve unutulmamalı ki ayrılıklar da sevdaya dâhildir…
Herkese, herşeyin başının sıhhat olduğunu unutmayacağımız spor dolu bir hafta dileğiyle…
geri
