Hepinizsiniz Tekim

Futbolun endüstrileşmediği ama Rönesans aydınlanmasını yaşadığı 60lı ve 70li yıllardan bize 80lerin kuşağına miras kalmış mahalle arası maçlarının kendine has raconları ve jargonları vardır. Başlıkta kullanılan cümle de bunlar arasındaki en önemli meydan okumalardan biridir.
Dönemi ile müsemma bu meydan okuma, futbolun, ekonominin bir parçası olması ve hitap ettiği kitlelerin artması sebebiyle, atıl kalmak durumundadır. Günümüz futbolu tartışmasız olarak ekip ruhunun ortaya konduğu ve bu sayede başarının geldiği bir platformdur. İsimlerden ziyade sistemlerin ve ortaya konulan projelerin hükmettiği bir mecradır ve başarının tek anahtarı budur.
Bu konuya nereden geldik diye soracak olursanız o da geçen hafta içinde yaşanan milli takıma antrenör seç(me) komedisidir ve onu gördükten sonra bunları hatırlatmak kaçınılmaz oldu diye düşünüyorum. Bir ülkede milli takımı çalıştırma seviyesinde olan hocalar bellidir ve sen, eğer hocan istifa ettiyse onlardan bir liste yapar ve belirlediğin önceliğe göre kapısını çalarsın. 
Mesela adayların Terim, Denizli ve Güneş diyelim. Bunların tamamı takım çalıştırıyorsa içinden birine öncelik verir ve milli takımı da çalıştır dersin; ama sen sırf yürütme organından aldığın talimat ile “kör gözüm parmağına” bir şekilde içlerinde tek takım çalıştıran hoca olan Terim’e gidersen ben senin yöneticiliğinden şüphe ederim ve şu soruları sormak isterim:
 
-Milli takım hocası olsun diye kapısında yattığın hoca ve başkanı çok değil 4 ay önce, GS-MİY maçından sonra neredeyse tüm federasyonun ve kurullarının, basın önünde canlı yayında hem de saatlerce, hatırını sordu ve sen de kalktın 9 maç ceza verdin. Şimdi ne oldu da bu tükürdüklerini yaladın ben anlayamadım. Ya sende tükürük alışkanlık yapıyor ya da hafıza balık. İlk defa Bursa-GS maçında tribünde cezalı ama aynı zamanda TFF’nin hocası olan birini göreceğiz ama bu gidişle daha neler göreceğiz.
 
-Milli takım seviyesinde olup takım çalıştırmayan hocalar için berbat bir durum, tercih edilmez durumdalar ve bundan sonra bu adamlara hangi yüzle gidilecek ve bugün tercih edilmeyenler de eğer bu teklif bir daha gelirse ellerinin tersini TFF’ye gösterecekler mi?
 
-Tek bir hocayı bu kadar ikonize ediyor ve başarının sırrı sadece bu adamdaymış gibi lanse ediyorsunuz. İçinde bulunduğu bütün başarıların aslan payını bu adama mı veriyorsunuz yoksa çalıştırdığı oyuncular ve teknik ekibinin de payı var mıdır? Var ise onları da alsaydınız nasıl olsa size acil başarı lazım.
 
-Yarın bir gün 4 maç sonunda sıkıntı olduğunda hocanızın(!) güzelim ülkemde aslanların önüne atılmayacağının garantisini verebilir misiniz? 
 
-Diğer teknik adamlar arasında Terim’e karşı bir antipati oluşturmuyor musunuz? Terim ve diğerleri havası seziliyor mu? Terim’in kulüp kariyerini sıkıntıya sokar mı bu durum? Ne de olsa gidişat Terim tek ve tüm kalan hocalar diğer tarafta. 
 
-Bu adamın kendi çalıştırdığı takımı ve koyduğu Avrupa hedefleri yok mu? Bunlara ulaşırsa bir Türk takımı olarak ulaşmayacak mı? Konsantrasyonu bozulur diye hiç düşünmediniz mi?  
 
-Bu adamlara da yazık değil mi? Sen plan, proje yapma, girdiğin her yolda arabayı devir sonra gel hoca biz kurtar diye kapısında yat. Ya arkadaş, bir insana bu kadar da yüklenilmez ki! Ersun tekeri patlatır, aman hoca kurtar; Avcı seni av yapar aman hoca vatan, millet, bayrak!
 
-Stadyumlarda siyasi slogan yasak ama milli takım kaptanın Konya’da eliyle dört yapıyor, yürütme organın milli takım hocasını tayin ediyor. Balık baştan kokmuş acaba haberimiz mi yok?
 
Velhasıl aslında sorulacak çok soru var ama ne aklımız ne de sabrımız buna müsait. Sözlerimi spor medyasından hafta sonu duyduğum güzel bir cümle ile bitirmek istiyorum:
 
“Eskiden burası Patagonya mı kardeşim derdik, artık Patagonyadakiler burası Türkiye mi kardeşim diyorlar, bu adamların yaptığı apartman yöneticiliğinden hallice”…
 
Herkese sıhhat ve spor dolu bir hafta dileğiyle…


geri
Bu gönderiyi paylaş:

Kategoriye ait diğer yazılar