Kişisel Taktik

1998 yılı Mart ayıydı doğru hatırlıyorsam, Ali Sami Yen Stadı’nda yine bir derbide Galatasaray son dakikalara 2-1 önde giriyordu. FB atağında içeri ortalanan topa Okan Buruk kafa ile müdahale ediyor ve topu tehlike hunisi diye adlandırdığımız onsekiz üzerine doğru uzaklaştırmaya çalışıyordu. Gelen topa Elvir Boliç vuruyor ve maçı berabere bitiriyordu.

Okan Buruk, en temel futbol eğitimlerinde söylenen bir kuralı çiğniyordu.

“Yandan ya da cepheden gelen topu her zaman taca doğru ya da kornere doğru uzaklaştırın”

Benzer hatayı Muslera hem Kazakistan deplasmanında hem de Kadıköy’de Pazar günü yaptı. Topu tehlike hunisine doğru uzaklaştırdı. Topa havada uzanarak tokatlayan bir kalecinin nereye doğrunu çeldiğini kontrol etmesi zordur ama kusursuz kaleci ancak böyle olunur. Taffarel’in eğitimine bu minvalde devam etmesi gerekir.

Kalecilerin takımın kollektif ve bireysel taktiklerinin içinde olmaları ve içselleştirmeleri gerekir. Muslera’nın mutlaka farkında olduğunu düşündüğüm konu, takım merkez orta sahalarının adamları ile beraber koşuları kestiği ve sonuna kadar devam etmediği gerçeğidir.

Geçen yılki 4-0’lık Başakşehir mağlubiyetinde 3 adet defansif orta sahaya rağmen geri dönemeyen ve aynı golleri engelleyemeyen takımın zayıf karnının ne olduğunu dünya alem biliyor ve buna çözüm bulunması gerekirken, kaleci ve savunmanın da buna uygun kişisel taktikler geliştirmesi kaçınılmazdır.

Kişisel taktik gelişiminin kollektif oyunun bir safha öteye taşınmasında yadsınamaz bir faktör olduğu gerçeğini unutmamamız gerekir.

 

Herkese sıhhat, akıl, sıhhat ve huzur dolu bir hafta diliyorum.



geri
Bu gönderiyi paylaş:

Kategoriye ait diğer yazılar