KUPAYA ÇEYREK VAR!
Nisan ayı Avrupa’da çeyrek finallerin oynandığı ay olarak adrenalin yükseltici bir dönem olarak karşımıza çıkar. Eşleşmeler bize artık yavaş yavaş tünelin sonunu göstermeye başlar ve elde kağıt kalem seyahat planları yapılır.
Her iki kupayı da incelemek istiyorum bu hafta…
Bakalım Galler ve İsveç seyahatlerine hangi takımlar daha büyük aday olarak gözüküyorlar?
CL’de ilk eşleşmemiz Dortmund-Monaco.
Kanaatimce futbol romantiklerini en çok sevindirecek eşleşme bu olacaktır. Maç başına ortalama 5-6 gol beklediğim bu fikstürde hangi takım çıkarsa sürpriz olmaz. Monaco’nun hücum hattı defansının yediğinin bir fazlasını atma konusunda çok başarılı sezon başından beri, özellikle Mbappe ve Falcao kariyerlerinin unutulmaz sezonlarından birini yaşıyorlar ki Mbappa daha 19 yaşında… Dortmund ise daha bir komple takım hüviyeti veriyor. Aubemeyang, bu yaz rekor transfer yaptıracak oyun oynuyor ve Tuchel takıma sistemini oturtmuş gözüküyor. Dortmund daha yakın tura ama Monaco’nun bir önceki turda Guardiola’ya verdiği acının izleri de henüz taze…
İkinci eşleşmemiz Juventus-Barcelona.
Barcelona artık ligi tehlikeye attı. Yıldızlar dalgalı performans veriyorlar ve savunma birçok maçta S.O.S veriyor. Luis Enrique sezon sonunda olmayacağını açıkladı, hala hoca konusu net değil. Eğer bu eşleşme PSG maçı sonrası o gaz ile olsaydı Barça süpürürdü ama geçen hafta ligde Malaga maçında çok yıprandılar. Juventus’un kendi liginde rakipsiz olması onu CL’de bir yere kadar getiriyor ama oradan sonraki seviyeyi atlatamıyor. Barcelona her şeye rağmen Luis Enrique’yi kupa ile gönderme adına bu eşleşmede favoridir.
Üçüncü eşleşmemiz Atletico-Leicester.
Shakespeare’in peri masalı nereye kadar gider bilemem ama bu turdan sonrası zor gözüküyor. Karşılarında bence Avrupa’nın en etkili hocası Simeone var ve buraları oynamaya çok alıştı bu takım 2014 yılından beri. Griezmann faktörünü de unutmamak lazım. Artık United ve Real radarında olduğu saklanmayan bu adam tek başına bu turu getirecek performansı verebilir. Atletico favoridir.
Son eşleşmemiz Bayern-Real Madrid
Akıllara 80’li yılların efsane fikstürlerini getiren bir seri olacak. Her ikisi de formda, her ikisi de gole çok rahat ulaşıyor ve etkili yıldızları var. Bayern başında Ancelotti var ve Real’i iyi tanıyor. Zidane ise Ancelotti’nin eski yardımcısı. Tam bir körler sağırlar birbirini ağırlama maçı olacak. Favori belirtmek zor ama kazanan taraf Galler’e adını yazdırır.
Avrupa Ligi’ndeki ilk eşleşmemiz Ajax-Schalke 04
Schalke vasat bir sezon geçiriyor ve ligde ortada geziyor. Ajax daha iyi bir sezon geçiriyor ama Hollanda Ligi’nin de kalitesi ortada. Ajax daha tecrübeli ve tura yakın olan taraf kadrosunun kalitesi ile.
İkinci eşleşmemiz Anderlecht-Man.Utd
Mourinho CL’ye gitmenin en kestirme yolunu bulmuş. Açıklamalarında da bunu belirtiyor. Premier Lig’de ilk dört zorlamak, Avrupa Ligi’ni almaktan daha zor. Daha önce burun kıvırdığı kupaya 4 elle sarılması da futbolun azizliği olsa gerek. Anderlecht çıkıştaki Belçika futbolunun en güçlü kulüp temsilcisi ama Mourinho tüm kozlarını oynayacaktır. Favori Man.Utd
Üçüncü eşleşmemiz Celta Vigo-Genk
Genk’in burada olması sürpriz, Celta Vigo daha istikrarlı bir takım ama bu tur ortada. Celta daha zor bir ligden geldiği için bir adım önde.
Dördüncü eşleşmemiz O.Lyon-BJK
Bence en zor eşleşme. Kazanan tarafın Stockholm’e çok yaklaşacağı bir fikstür. Lyon golcü bir takım ama gol de yiyor. Son lig maçı bunun kanıtı. BJK de buna çok benziyor. CL’deki Dortmund-Monaco eşleşmesi gibi bir durum var. Futbol romantiklerinin seveceği bir seri olacak. 50-50 olarak görüyorum şansları. Maç içindeki atmosfer kazananı belirler.
Herkese sıhhat, akıl, huzur ve spor dolu bir hafta diliyorum.
geri
