OLTAYA TAKILANLAR-2

Spor açısından hareketli bir hafta olduğunu kabul etmek lazım. Konuşacak o kadar çok mevzu var ki, birini seçmek yerine hepsinden azar azar bahsetmek istedim…

 -GS, yine bir Avrupa maçında sezonun genel görüntüsünden uzak bir futbol anlayışı ile sahadaydı ve kazandı. Çoğu futbol adamı kazanan her zaman haklıdır dese de, benim görüşüm günlük başarıların geçmişten beri gelen yanlışların üstünü örtemeyeceği hususundadır. İlk günden beri vasat bir takım olduğunu düşündüğüm Juventus’un geçilmesi elbette başarıdır ama bu takımın asıl hedefi daha yukarılar olmalıdır. Bu da tabiki maç seçerek olmaz, her maça aynı ciddiyetle yaklaşarak olur.

 -2011 Ocak ayından beri kaç adet çivi çakıldığı tam bir muamma olan TT Arena, bir kez daha resmen sınıfta kalmıştır. Kar yağacağı 1 hafta öncesinden bangır bangır ilan edilen bir ortamda, kar yağdı da alttan ısıttık gibi hikâyeler ancak kargaları güldürür. Bence artık onlar da mizah anlayışını değiştirdiler, troyka ve onun yancılarının hikâyelerine onlar da gülmüyorlar… Önce Cluj rezaleti şimdi de Juventus, UEFA ceza verse kimse ses çıkaramaz, çıkarmamalı da…

 -Şampiyonlar Ligi kuraları çekildi. 2012 CL ve 2013 EL şampiyonu olan Chelsea’ye herkes kolay kura dese de ehven-i şer demek lazım. Barça ve Munich çıksaydı başka şeyler konuşurduk, şimdi en azından başa baş geçmesi muhtemel bir seri olacak. Geçen sene Mourinho’nun ayaklarının nasıl titrediğini görünce, varsın o düşünsün diyorum…

 -Sir Alex döneminde herkesin korkulu rüyası olan Utd’ın Moyes döneminde kurada herkesin istediği takım haline gelmesi futbolun acı gerçeğidir. Dün yoktur bugün vardır. Sir Alex’e verilen zamanın Moyes’e de verilmesi gerektiğini düşünenler futbol romantikliğinden öte gidemez zira 80’li yılların konjonktürü ile 2010’ların futbol gerçekleri arasında dağlar kadar fark var… Moyes 2 sene içinde bir “silverware*” getirmez ise yolcudur abbas…

 -Türkiye Süper Ligi’nde sonuca doğru hızlı adımlarla yaklaşıyoruz, bu tempo devam ederse FB, Mart ayında şampiyonluğunu ilan eder ama bazı detaylar midemi bulandırıyor. FB tepede yalnız kalmasın diye yayıncı kuruluş ona bir rakip pompalamaya çalışıyor. Tabiki bu kuluplerin buna dahli yok ama daha önce GS açık ara giderken de yapılan bu numaraları artık kimse yemez diye düşünüyorum. Yayıncı kuruluş bunu hep yapıyor ve maalesef olan da tuzağa düşen camialara oluyor… Herkese bu konuda sağduyu tavsiye ediyorum.

 Bakalım daha neler göreceğiz bu sevdanın peşinde…

 Herkese sıhhat ve spor dolu haftalar diliyorum…

 *Silverware: İngilizler’in kupaya verdikleri ad.



geri
Bu gönderiyi paylaş:

Kategoriye ait diğer yazılar