Sınırsız İçki
Yıllardır hep merak etmişimdir, müşterilerine sınırsız içki öneren tesisler kimin kaç tane içeceğini nasıl tahmin ederek sabit bir fiyat talep ediyorlar diye… Birçoğu hala batmadığına ve üstelik kar da ettiğine göre, yöntemleri doğrudur diye düşünüyor insan…
İlk başta kulağa hoş gelse de insanların bir istiap haddi var ve sen ne kadar çok versen de müşteri alabileceği kadar alabiliyor ve günün sonunda herkes tatmin olmuş olarak masadan kalkıyor.
Dün akşam Türkiye Futbol Genel Müdürü’nün “yerli” oyuncu sınırlaması ile ilgili açıklamasını izlerken ve daha sonrasında yapılan yorumları okuyunca aklıma bunlar geldi.
Bu konuda daha önce yakın zamanda fikirlerimi paylaşmış olsam da bu yeni açıklamalar ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
1- Bu yeni kuralın en önemli şartı, finansal fair play’e uymak olarak gözüküyor. Eğer Türkiye’de bu kural uygulanabilirse ve vergi ya da SSK afları çıkmadan kulüpleri yönetmek zorunlu hale gelirse, bu gerçekten devrim olur. Bir şirket düşünün hiçbir zaman kar etmeden kör topal yürümeye çalışıyor. Günümüzde bu şirketlerin ayakta kalması bir hayalden öteye gidemez. Eğer borcu olan kulüpler transfer yapamaz doğrultusunda kararla gidilirse, zaten önümüzdeki birkaç sene ancak birkaç kulüp transfer yapacaktır. Umarız, bütün kurumlar Finansal Fair Play’e uyar ve gerekli merciler bunu denetler.
2- Yerli oyuncuların 6-7 milyon Euro gibi enflatif rakamlara fiyatlandırılmasının önüne geçilecek. Halı saha takımına bile koymayacağın adamlara bu paraları verip bir de dünyaları beklemene engel olacaktır bu kural.
3- Takımların yerli oyuncular ile sözleşme yenilerken, uçuk maaşlar vermesinin önünü kesecektir. Yıllık 3 milyon Euro olan Türk oyuncu bundan sonra göremeyeceğiz.
4- Yerli oyuncuların yurtdışına transfer olmasında bir itici güç olacaktır. Zaten yıllardır üstüne basarak söylenen, yurtdışına gitmeleri gerekir denilen, oyuncular için büyük fırsattır. Ama Türkiye’deki paraları almaları da bir hayaldir.
5- Fırsat eşitliği açısından önemlidir. Artık Avrupa arenasında yöneticilerimizin bahanesi kalmamıştır, önlerinde açık çek vardır, akılllarını ortaya koyup iyi transferler yapma zamanıdır.
6- Ters taraftan baktığımızda, ülkemizin yabancı çöplüğü olması muhtemeldir. Çünkü yabancıya bir kriter konmamıştır. Yine alınıp satılan onlarca –özellikle Afrikalı-oyuncu göreceğiz, hazır olmak lazım.
7- 11 adet yabancı ile çıkılma ihtimali ve bunun sürekli olması yerli oyuncuların maç performansını mutlaka etkileyecektir. Bu durumda yerlilerin daha rekabetçi olmaları ve takıma girmeye çalışmaları kaçınılmaz bir gerekliliktir.
8- Yabancı ülke milli takımında oynayan Türklerin yabancı sayılması da doğrudur, çünkü Milli Takım’a alamadığın oyuncuya kriter getirilmesi çok doğaldır zira öncelik Milli Takım’dır.
Sonuç olarak baktığımızda, yerli ya da yabancı futbolcu yoktur, iyi ya da kötü ; faydalı ya da faydasız futbolcu vardır.
Kimsenin Türk futbolcuların önü kesilecek diye kaygılanmaması gerekir çünkü kimse iyi futbolcuyu sırf Türk ya da Yabancı diye takımdan kesmez, aksi durumda bindiği dalı kesmiş olur.
Göreceksiniz bu sistem oturduktan sonra çoğu takım 14 yabancı hakkını bile doldurmayacak, deneme yanılma ile optimum bulunacak ve pazar bir doygunluğa ulaşacak.
Tıpkı sınırsız içki gibi….
Herkese sıhhat, akıl ve spor dolu bir hafta diliyorum…
geri
