Yanlış Nerede Hocam?

Andrea Pirlo biyografisinde Milan günlerinden bahsederken Terim için o güne kadar gördüğü en farklı teknik adam olduğundan bahseder. Hiç taktik konuşmayan, oyuncuları motivasyon konuşmasına ağırlık veren ve antrenman aralarında Türk televizyonundan BBG izlemeyi hiç aksatmayan bir hoca olduğunu, kuşkusuz başarılı bir hoca olduğunu ama Milan için biraz farklı olduğunu da ekler.

Yorumlarını yıllardır severek takip ettiğim ama duruşundan dolayı bugüne kadar 9 köyden kovulmuş köyün delisi Bilgin Gökberk'in; Türk hocaların görsel ya da yazılı mecralarda sürekli Terim'in arkasından 'Milan'dan kovuldu' diye atıp tutması üzerine, onlara hitaben söylediği ' siz de Milan'a gidin, siz de kovulun' cümlesi tamamen Türk antrenörlüğünün içinde bulunduğu durumu hicveder.

Maalesef Türkiye'de antrenörlük sistemi acınacak haldedir. Dışarıdan bakıldığında şöyle gözükmektedir:

1- 2002 Dünya Kupası kadrosunun otomatik olarak antrenör yapıldığı ve bu arkadaşların bazılarının daha yeni yeni kendilerine maç sonrası TV röportajına bile ancak çıkacak A lisansını alabildiği,

2- TV'de iş bulamayanların hocalık, hoca olamayanların gazetecilik, Ankara'da yakını olanların canı ne isterse onu, Ankara'da yakını olmayanların ise okeye dörtçülük yaptığı,

3- Futbolu yeni bırakan özellikle milli oyuncuların her sene piyasaya çıktığı ama kendileri bir Zidane bile olmadıkları için 1. Lig'den aşağı takım beğenmedikleri, takım sayısı hep aynı kalıp arzın fazla olması sebebi ile dedikodunun tavan yaptığı,

4- İki mağlubiyet alan takımın başkanını arayıp hocayı kov beni al takımı kümede tutarım diyenlerin dışarıda sarmaş dolaş olduğu,

5- Bazı hocaların bilerek sezon başı takım almayıp pusuda beklediği, kurtarıcı rolüne kendine çok kaptırdığı,

6- Her istifa eden hocadan sonra belirli takımlara hep belirli hocaların yazıldığı,

7- Bu kadar tantananın aksine oyun sistemlerini bir tık yukarı taşıyamayan, hazır gelen yabancı oyuncuyu fiziken sürünür hale getiren, aynı tarzda defansif pas oyunu oynamayı modernlik olarak gören bir camia,

olarak görülmektedir.

Bu sebepten, yine de en donanımlılarından, Köln Spor Akademisi'ni bitirmiş dediğimiz adam bile 5 günde gönderilebiliyor. Çünkü başkan da biliyor ki kapıda daha az transfere bu işi bitiririm diyecek bir sürü adam var.

Bu maddeler saymakla bitmez ama bizim de yerimiz yetmez…

Herkese sıhhat, akıl, huzur dolu bir hafta diliyorum…

Haftanın Olayı;

 

Yarın 06.01.2016, evladımız Kral Kupası maçı ile Barcelona forması giymeye başlayacak. Kim ne derse desin, ister sponsorlar Türk (Lassa, Beko, THY) zorla aldırdı desin, ister Türkiye pazarına Barcelona PR’ı desin ama kendisinin dediği gibi Bayrampaşa’nın sokakları bu çocuğun hayalleri ile dolu ve bırakın adam hayallerini yaşasın ve bize de yaşatsın çünkü adam oynuyor ve hak ediyor.



geri
Bu gönderiyi paylaş:

Kategoriye ait diğer yazılar